23 Aralık 2011 Cuma

Kathmandu İzlenimleri...


Geçtiğimiz ay sonunda Uluslararası Otelciler Birliği’nin (IH&RA) 49. Genel Kurul Toplantısı için Katmandu’ya 5 gün süren bir ziyarette bulunduk… Böylece uzun bir aradan sonra bu coğrafyayı tekrar görmüş oldum... 

Nepal, 70’li yıllarda dünyada cenneti arayanların, 90’lı yıllarda da doğa ve onun zorluklarıyla birlikte olmayı hayal eden insanların buluştuğu bir yerdi…Şimdi ise kendine turizm açısından yeni bir hedef arayan bir ülke durumunda. Son yıllarda terörün siyasi karışıklıkların dünya kamuoyunda öne çıkmasıyla doğa turizminin güvenliği endişe yaratmış dolayısıyla bu turizmden aldığı payda da kayda değer bir azalma olmuş. Terörün kırsal kesimde yaratmış olduğu korku ve işsizlik, ülke insanlarını kentlere doğru sürüklemiş, dolayısıyla kentlerin doğa ile bütünleşmesi, konut, insan ve hava kirliliği kaosuna dönüşmüş.

Ağırlıklı olarak hinduist olan toplumun en önemli özelliklerinden birisi güler yüzlülükleri ve yumuşaklıkları. Buna rağmen, havalimanında karşılaştığımız bürokratlar ve kamu yöneticilerinin sert ve asık yüzlü halleri tam bir kontrast.

Ülkenin en ilginç yanlarından birisi de şu anda ülkeyi idare eden partinin birkaç yıl öncesine kadar terör faaliyetlerini idare eden Maoist bir örgüt olması! 

Zaten ülkenin şu andaki en sağ partisi ise ılımlı “Komünist Parti”si. Bu da bizim coğrafyada rastladığımız aşırı sağ ile ulusalcı sağ arasındaki yelpazenin tamamen tersi olan bir durum. 

Ortak tarafımız ise turizmi yöneten kadrolarda hedeflerin aynı bizdeki gibi “sayısal” hedefler olması (“-…bu yıl 800 bin kişi biz ziyaret etti, önümüzdeki yıllarda hedefimiz bu rakamı 2 milyona çıkarmak!”) ama sürdürülebilir turizm ve verimlilik konusunda hiçbir endişenin olmaması.

Velhasıl, sürgün Tibet’lilerin bulunduğu Budist manastırları, “reenkarne” olmuş “Dalay”ları ve Himalaya Dağları ile Nepal, insan hayatında en az bir kere ve mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir ülke…