27 Mayıs 2015 Çarşamba

"Şehir Turizminde Ciddi Bir Koordinasyon Eksikliği Var"

Resort Dergisi'nin 149. sayısındaki dosya konularından biri de "Şehir Turizmi" idi. Bu konuda benimle yapılan röportaj 32. sayfada:

"Şehir Turizminde Ciddi Bir Koordinasyon Eksikliği Var"

RESORT Dergisi - “Şehir Turizmi” Haber Dosyası - Nisan 2015
Resort Dergisi- Türkiye’nin şehir turizmindeki durumunu değerlendirir misiniz? Turizmde önemli yol kat etmiş bir ülke olarak Türkiye, bu alanda olması gereken yerde mi?
Kasım Zoto- Türkiye'de “şehir turizmi” deyince akla hemen İstanbul geliyor ama zaman içinde İzmir ve Ankara’nın da onu takip ettiği görülüyor. Yeni bir değişim ise sınırların rahatlaması. Böylece, Gaziantep, Van, Diyarbakır, Mardin, Antakya, Trabzon, Edirne ve benzeri şehirler de bu pazarın adayları.
Türkiye’nin şehir turizmi olması gereken yerde mi? Tabii ki hayır. Bizde “ürün tarlada kendi başına gelişir” yaklaşımı hâkim iken hele...

RD- Şehir turizminde İstanbul önemli avantaj ve potansiyele sahip. Bunları yeterince kullanabiliyor mu?
KZ- İstanbul minimum 2000 yıllık bir marka, tarih, kültür, coğrafi konum olarak önemli bir avantaj ve potansiyel, onu yeterince kullanıyor muyuz? Kent turizmi sadece “yatak üretmek” olarak görülüyor. Oysa genel olarak şehir turizmi; havalimanında başlayan, taksi ile devam eden, otel, yürüdüğünüz yol, yemek yediğiniz lokantalar, kafeler, eğlenebileceğiniz mekânlar, ziyaret edeceğiniz müzeler ve sergiler ve tabii ki şehrin size verdiği güvenlik duygusu demek. Bütün bunlar da çok ciddi bir koordinasyon gerektiriyor…

RD- İstanbul şehir turizmi açısından Avrupa’daki Paris, Roma, Madrid, Londra gibi önemli rakiplerine göre hangi konumdadır? Bu şehirlere göre İstanbul’un avantaj ve dezavantajları nelerdir?
KZ- İstanbul ile sözünü ettiğiniz şehirlerdeki en önemli fark, sektörün sürdürülebilirliliği… Bu şehirlere turist pazarlarından hem hızlı tren hem karayolu ile de ulaşılabiliyor. İstanbul’a ise yüzde seksen - doksan hava yolu ile ulaşılabiliyor. Bugün için İstanbul’a yeni talep olsa da havalimanlarımızın kapasitesi yeterli değil... “Yeni” havalimanı mı? Görmeden paçaları pek sıvamamak gerekiyor.... İstanbul’un avantajı, önemli pazarlara 2 - 3 saatlik uçuş mesafesinde olması ve bu pazarların müşterilerine asıl ilginç gelen ise onun “kültürü, yaşam tarzı ve dinamizmi”...

RD- İstanbul’da şehir turizminde daha çok Avrupa pazarlarının ağırlıkta olduğu görülüyor. Yeni pazarlar için neler yapılmalı?
KZ- Talep Çin, Hindistan, Japonya, Malezya gibi ülkelere yani gittikçe doğuya doğru kayıyor. Bu ülkeler önemli pazar adayları. Yeni pazarlar için önemli olan daha önce yapılan yanlışların daha az tekrarlanması, tıpkı Tirol balıkçılığını bırakıp, sürdürülebilir bir balıkçılık yapsak balıklarımızı tüketmeyeceğimiz gibi!

RD- Türkiye’de şehir turizminde öne çıkmaya aday sizce başka hangi şehirler olabilir? Bu şehirlerin bu alanda ilerlemesi için neler yapılabilir?
KZ- Sınıra yakın kentlerimizde potansiyel var. Bunun için de en önemli unsur siyasettir.

RD- Siz Armada Otel olarak şehrin yerel dokusunu öne çıkaran etkinliklere de zaman zaman imza atıyorsunuz. Şehir turizminin gelişmesinde bu tür girişimlerin rolü ve önemi nedir? Sektör ve kamu bu anlamda yeterince iş birliğine gidiyor mu? Gidemiyorsa nedenleri nelerdir?  
KZ- Yukarıda bahsettiğim gibi bir şehre hiç kimse bir otelde kalmak için gelmez. Şehri gezmek, görmek, tanımak, eğlenmek ve onun doğal, yerel, farklı lezzetlerini tatmak için gelir. Güneyde bir “resort” misafiri, ihtiyaçlarının  yüzde seksen - doksanını kaldığı tesiste sağlar, burada tesisin başarısı aynı zamanda destinasyonun başarısıdır. Ancak şehir turizminde ürün, birbiriyle ilişkili olmayan en az 10 bileşenin bir araya gelmesi ile tamamlanıyor ve memnuniyet ancak o zaman oluşabiliyor. Dolayısı ile burada koordinasyon ve toplu kalite zinciri çok önem taşıyor. İstanbul’un sadece uluslararası turizm pazarından aldığı pay 11 milyar doların üstünde. Ama bu 11 milyar dolarlık sanayinin bir CEO’su yok işte!