22 Nisan 2008 Salı

Türk turizmine küçük oteller niye gerekli?

İnsanoğlu, daha fazla “artı-değer” sağlamaya başlayınca, yaşam kalitesini yükselten unsurların da “daha fazla metrekareli konut”, “daha uzun tekne”, “daha son model araba”, “daha büyük ‘restaurant”, “daha çok yıldızlı otel konforları” olabileceği yanılgısından artık döndü. Hızla tükenen ve yerine yenisi konamayan çevresel unsurların da bilincine varılmasıyla artık yaşam kalitesinin yükseltilmesi için, “daha kimlikli”, “daha özgün” ürünler aranıyor... Batının gelişmiş ve kültür düzeyi de sağlanan “artı değer”le doğru orantılı yükselmiş ülkelerinde, bu tür ürünlere “with intelligent comfort” (“akıllı rahatlıkla birleşik”) nitelemesi yakıştırılmaktadır.

Ülkemizde turizmin gelişmesi, genellikle “fiziksel” bir nitelik kazanmıştır. Bir otelin ne derece başarıyla ortaya çıktığını ve güzelliğini anlatmak için; “...bilmem kaç milyon dolar harcamış!” nitelendirilmeleri yapılmış, odalardaki, banyolardaki armatürlerin “altın kaplama” olup olmadığı, odaların ve lobilerin “metrekare büyüklükleri”, kullanılan granitin “miktarı” ve “metrekare fiyatı” ölçek olarak alınmıştır. Dolayısıyla yıldız sayısındaki artışa da çok özenilmiştir.

Bugün ise Türkiye’nin de hedeflediği batılı ve gelir düzeyi ortalamanın üstünde olan gezginler, seyahat plânlarını yaparken, yukardaki ölçütlerin hiçbirine rağbet etmiyor, aksine bunlardan kaçınıyor, buna karşılık, kendi kültüründen farklı, özgün, kimlikli ve “sadece gittiği yere has” olan ortamlar arıyorlar...

Bugün Türk turizminde, genel bir politika ve strateji olmamasına rağmen, küçük otellerin kurucu ve yöneticileri, işte tam da böyle bir akımın başarılı tedarikçileri olmuşlardır.

Bugün, Türkiye turizmi için de arzulanan yatırımlar, “5 yıldızlı”, “anonim” izlenimli konaklama tesisleri değildir. Çünkü bu tür tesislerde sağlanacak servis kalitesi, bu kültürle daha önce tanışmış olan ülkelerdeki kalitenin, doğal olarak altında olacaktır. Bunun yerine, içinde, kültürümüze ve geleneklerimize uyan servisin önemli rol oynayacağı, kimlikli, kişilikli, akıllı rahatlıklar sunan “küçük oteller”, sürdürülebilir ve verimliliği yüksek turizmin temeli olacaktır.

Dünyadaki trendlerin kısa bir sürede Türkiye’yi de kapsadığını gözönüne alırsak, bu tür konaklama ve hizmet tesislerinin, yerel gezginler tarafından da fazla talep göreceği açıktır.
Bu yüzden, yakın gelecekte, tüm sivil, yerel ve kamu sektörlerinin, politika ve stratejilerinin, buna göre gözden geçirip, değiştirilmesinde yarar vardır.